Yazının başlığı var yazı nerede??? Windows Live Writer kullanmazsam olacağı bu internet kesildi yazdığım bütün yazı gitti... Bundan sonra uzun yazıları nete bağlıyken yazmayacağım. Aslında bu konu başlığının altında upuzun kağıt katlama sanatının ayrıntıları vardı maalesef artık onu göremiyoruz. Bende kısaca özetliyeyim yazıyı:
Gitar kursuna bayağıdır gidemiyordum, gitar aşkıyla yanıp tutuşurken kağıttan gitar yapımına merak sardım...Siteyi size de veriyim belki uğraşmak istersiniz zevkli bir uğraş... Sizi burdan alıyım...
Zaman bulupta bitirirsem yaptığım çalışmayı göstereceğim burada....
Yazının Devamını Okuyun...>>
Türkiye bir trafik canavarı daha kazandı.... Bir saatlik sürüş deneyiminin ardından direksiyon sınavına girdim. Bayağı da bir heyecan yaptım ha. Daha önce hiç direksiyon deneyimim olmamıştı(bir erkek olarak çok utanç verici:D)... Sürücü kusrundan da finaller dolayı ders alamadım... Sınav gelip çattı ama o da ne ilerde iki U dönüşünü stop ettirmeden ve vitese bakmadan tamamlayanın ehliyeti cebindeymiş.Söylenleri uyguladım ve 88'le geçtim. Ehliyetim vatana millete hayırlı olsun.Araba sürmeyi tam öğrenmeden trafiğe çıkmaya niyetim yok. Zaten üniversite bitmeden de altıma araba çekmem biraz zor.
Direksiyon sınavına girecek arkadaşlara tavsiyem heyecan yapmadan söylenenleri yapın yeter...
Yazının Devamını Okuyun...>>
Blog yazmaya ilk başladığımda aklımın bir köşesine takılmış kelime ''mim'' ...
Mim nedir peki? Bilmeyen arkadaşlara kısaca mim...
Mim: kişiden kişiye taşınan kültür birikimi diyebiliriz.
Bloglarda bu mim olayı ise şöyle oluyor... Bloglar google amcaya görünmek, daha fazla görünmek isterler;birbirleriyle kaynaşmak daha fazla kaynaşmak isterler ve ''mim'' doğar. Olaylar cereyan şekli: blogcular paylaşmak, görüş almak istedikleri yazıyı,soruyu resmi her neyse blogunda yayınlar ve diğer bloglardan kendine ileti alır.Blogların kaynaşması bir oyun halini alır. Böylece ''mim'' blogtan bloga uzayıp gider... Bu hem kendinin hem de mimlenen blogun yararınadır. Çok da keyiflidir ama artık vıcık vıcık oldu bu şey... Neyse iii eğlenceler...
Yazının Devamını Okuyun...>>
Merak ediyorum, bloggerları takip ettikçe daha fazla merak ediyorum. Tabii ki kimliğini açıklayan bir çok blogger var ama ya hala gizemini koruyanlar.....
Gerçeği söylemek gerekirse bu saatten sonra onlar kimliklerini deşifre ederlerse,onların yazılarını hapsettiğim bedenler yok olacak. Ama ben o bedenlere o kadar alışmışım ki kimliğini açıklamayan arkadaşlar böyle devam etsin hayallerimle oynamasınlar...:D
Yazının Devamını Okuyun...>>
Biraz önce ''foxon'' haberde gördüm aşkın ilacı bulunmuş... Yalnızların vazgeçilmezi olacak bu ilaçlar. Depresyon ilaçları yerine bunları alırız artık. Evde oturup aşkın gelmesini beklemeyelim hep beraber bir iki üç ilacı yavaş yavaş alalım ve aşkı damarlarımızda hissedelim. Salgıladığımız hormonların keyfini çıkarırken sakın bir yerlere çarpmayalım, aşk gözümüzü kör etmesin ha...
İlaçlar piyasaya sürülürse almak lazım üj bej tane. Bu büyük gelişmeden sonra:D ise aklıma şu soru takıldı: '' Bu ilaçlar acaba reçeteyle mi satılacak?''
Yazının Devamını Okuyun...>>
Yazının Devamını Okuyun...>>